-
1 çöp gibi
худо́й как ще́пка -
2 çöp gibi
adj. skinnny, angular, spindling, spindly, stalky -
3 çöp gibi
skinny, all skin and bone -
4 çöp
-
5 çöp
çöp1 < çöpü> Müll m;çöp arabası Müllwagen m;çöp bidonu Mülltonne f;çöp gibi spindeldürr;çöp tenekesi Mülleimer m;çöp yığını Müllhaufen m;çöplerin toplanması Müllabfuhr f;atom çöpleri Atommüll m;otomatik çöp boşaltıcısı Müllschlucker mçöp2 < çöpü> Hälmchen n, Hölzchen n; Span m; Splitter m;çöp atlamamak kleinlich ( oder pedantisch) sein;çöp gibi spindeldürr;çöp kebabı Art Schaschlik m;kibrit çöpü Streichholz n -
6 çöp
му́сор (м)* * *1) ще́пка, были́нка; соло́минкаgözüme çöp kaçtı — мне в глаз сори́нка попа́ла
saman çöpü — соло́минка
2) му́сор, сор; отхо́ды, отбро́сыçöp arabası — мусороубо́рочная маши́на
çöp bacası — мусоропрово́д
çöp kovası — му́сорное ведро́
çöp sepeti — му́сорная корзи́на
••- çöpten çelebi
- çöpe dönmek
- çöp gibi
- çöp kebabı -
7 çöp
",-pü 1. garbage (especially animal or vegetable refuse); trash, rubbish. 2. litter, trash. 3. matchstick. 4. very small twig; chip of wood. 5. stalk or stem (of a fruit). 6. piece of refuse (found in unlooked dry rice, chickpeas, etc.). 7. comp. garbage. - arabası garbage truck, Brit. dustcart. - atlamamak not to miss the slightest thing; to be very attentive. - atlamaz meticulous, punctilious. -e dönmek to get very thin, turn to skin and bones. - dubası garbage scow. - gibi very thin, as thin as a rail. - kebabı pieces of meat grilled on skewers of wood and then cooked lightly. - konteyneri dumpster. - kutusu garbage container; trash container; Brit. dustbin; wastebasket, Brit. wastebin, wastepaper basket. - makinesi/öğütücüsü garbage-disposal unit, disposal unit, disposal, disposer. - sepeti wastebasket, Brit. waste-bin, wastepaper basket. - şiş 1. thin skewer. 2. a kabob made by grilling over charcoal very small cubes of meat that have been affixed to a thin skewer. - tenekesi garbage can; trash can; Brit. dustbin." -
8 spindly
adj. çırpı gibi, çöp gibi, cılız, çok zayıf ve uzun, leylek gibi* * *uzun ince* * *adjective (very long and thin.) uzun ve ince -
9 spindling
adj. çırpı gibi, çöp gibi, cılız, çok zayıf ve uzun, leylek gibi -
10 spindling
adj. çırpı gibi, çöp gibi, cılız, çok zayıf ve uzun, leylek gibi -
11 angular
adj. açısal, köşeli, açılı; çöp gibi (Argo), kemikleri sayılan; sevimsiz, soğuk* * *1. açısal 2. anguler* * *['æŋɡjulə]1) (having (sharp) angles: an angular building.) köşeli2) ((of a person) thin and bony: She is tall and angular.) kemikli -
12 skinnny
adj. çöp gibi -
13 stalky
adj. saplı, çöp gibi, dayanıksız -
14 skinnny
adj. çöp gibi -
15 stalky
adj. saplı, çöp gibi, dayanıksız -
16 spindeldürr
spindeldürr ['--'-] adjçöp gibi, cılız mı cılız -
17 as thin as a rake/lath
dal/degnek/çöp gibi -
18 arı
bee. - beyi queen bee. - dalağı honeycomb. -nın dikenini görüp balından el çekmek to be scared off by the difficulties involved in getting something good. - gibi 1. busy as a bee. 2. busily, industriously. - gibi sokmak to say biting things. - kovanı beehive. - kovanı gibi işlemek to hum with people, be very busy and crowded. -nın yuvasına/inine kazık/çöp dürtmek to ask for trouble. -
19 arı
пчела́ (ж)* * *Iпчела́••arı bal alacak çiçeği bilir — посл. пчела́ зна́ет, с како́го цветка́ брать некта́р, ≈ ма́стер зна́ет своё де́ло
- arı gibi- arının yuvasına çöp dürtmek
- arının yuvasına kazık dürtmek II1) чи́стый, очи́щенный, свобо́дный от при́меси2) перен. неви́нный -
20 hasır
"1. rush mat; reed mat, matting; wickerwork; canework. 2. made of woven straw, coarse fiber, cane, rushes, or wicker. - altı etmek /ı/ 1. to conceal, hush up, cover up. 2. to hold up (a paper or file) instead of processing it and passing it along. - altına gitmek colloq. to be shelved and forgotten. - etmek /ı/ slang to steal. - gibi serilmek to be spread out all over the ground. - iskemle cane chair. - işi wickerwork. - koltuk wicker chair. - olmak slang to be beaten (in a game). - örgü mat, matting. -lara sarılmak/yatmak slang (for a taxi driver) to take a day off, not to work. -a sarmak /ı/ slang to swipe, cop, filch, pilfer, steal. - şapka straw hat; Brit. boater; Panama hat, Panama."
См. также в других словарях:
çöp gibi — çok ince, zayıf … Çağatay Osmanlı Sözlük
çöp — is., Far. çūb 1) Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi. P. Safa 2) Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çer çöp — is. 1) Çalı çırpı kırıntısı Karısı ocağı tutuşturmak için olanca soluğu ile ateşi üflüyordu. Ocaktaki çer çöp yaştı. A. Sayar 2) Döküntü, süprüntü Bir sokak köpeği gibi çer çöple geçinir ve geceleri kilisenin yanındaki köpek kulübeleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
koskoca — sf. 1) Çok büyük, muazzam Koskoca bir vapur bir çöp gibi oldu. A. Gündüz 2) Boyca uzun Demek ki koskoca bir caddeyi yürümüş, Royal kahvesinin önüne sanki uykuda gezenler gibi varmışım. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ucu bucağı olmamak (veya görünmemek) — çok geniş olmak Ucu bucağı görünmeyen okyanusların karanlık dalgaları üzerinde avare yüzen bir çöp gibi yalnız. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
arı — 1. sf. 1) Temiz, münezzeh 2) Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis 3) Günahsız Birleşik Sözler arı kil arı sili eteği arı 2. is., hay. b. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica) Birleşik Sözler … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hande Yener — (7).jpg Nom Makbule Hande Özyener Naissance 12 janvier 1973, Istanbul, Turquie Genre … Wikipédia en Français
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hande Yener — (12 de Enero de 1973 en Estambul, Turquía), es una cantante turca de Pop y compositora, que utiliza música que van desde los ritmos de su país, hasta los ritmos electrónicos. Contenido … Wikipedia Español
literature — /lit euhr euh cheuhr, choor , li treuh /, n. 1. writings in which expression and form, in connection with ideas of permanent and universal interest, are characteristic or essential features, as poetry, novels, history, biography, and essays. 2.… … Universalium
kürdan — is., Fr. cure dent Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kürdan gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük